Servo Dönüşüm Raporu

%100 Servo Kontrollü Makine Avantajları

  • Yüksek kaynak kalitesi,
  • Valf, regülatör, hava tankı, hortum, kompresör vb. pnömatik ekipman ve basınçlı hava üretim maliyeti yok,
  • Bakım maliyetlerinde düşüş
  • Kontrollü ve hassas kaynak imkanı
Pnömatik silindir çapı125mm
Hava Basıncı5,5bar
Panömatik silindir kuvveti6,75kN
Panömatik silindir hızı0,2m/sn
Pnömatik Çıkış Gücü1.35kW
Pnömatik sistem verimi0,22* 

 

Servo silindir çapı125mm
Servo motor torku4,77Nm
Servo silindir kuvveti6,5Kn
Servo silindir hızı0.2m/sn
Servo çıkış gücü1,30k/W
Servo elektrik sistem verimi0,78 

 

Enerji maliyeti0,09euro/kWh
Pnömatik silindir maliyeti1100euro
Servo silindir maliyeti3250euro

 

Grafikleri incelediğinizde pnömatik ve servo elektrikli silindir enerji tüketimlerinin oldukça farklılaştığını, pnömatik ekipman bakım gereksinimleri (silindir bakımı, valf, regülatör, hortum değişimleri, şartlandırıcı vb maliyetler) dahil edilmeden dahi servo motorlu sistemin enerji tüketiminin çok düşük kaldığını görebilmektesiniz. Kullanım süresi arttıkça enerji tüketimleri arasındaki fark açılmaktadır.

 

2 nolu grafikte ise enerji tüketiminin yanında ilk yatırım maliyeti de görülmektedir. İlk yatırım maliyetlerini eklediğimizde servo silindirin yüksek kaldığı (beklenen durum) fakat 5200 saatlik çalışma periyodu sonrasında durumun kafa kafaya geldiği ve keskin olarak birbirinden ayrıştığı görülecektir.
3 vardiyalı çalışma düzeni içerisinde servo elektrikli silindir kendini 1,5 yıl içerisinde amorti edecektir.

%100 Servo Kontrollü Makinenin Diğer Avantajları

Temel maliyet avantajları dışında servo sistemlerin aşağıdaki getirileri de
göz ardı edilmemelidir:

 

  • Kaynak hızında pnömatik silindir kaynaklı gecikmelerin yaşanmaması.
  • Çok bileşenli pnömatik yapıda çıkması olası arıza ve anlık bakım gereksinimlerinden doğan duruşların asgari seviyelere indirilmesi.
  • Basınçlı tank, kompresör, hava tesisatı bulundurma gereksinimlerinin ortadan kalkması.
  • Kuvvet değişkenliğinin ortadan kalkması.
  • Mesafe ölçer maliyetinin ortadan kalkması ve ölçümün çok daha hassas şekilde yapılması. (İnkremental encoderden daha hassas.)
  • Darbesiz ve sessiz çalışma imkanı sunması.

Karbon Salınımı ve Karbon Ayak İzi

Verimliliğin düşük olduğu ve enerjinin fosil yakıtlardan elde edildiği her yöntem küresel ısınmanın başlıca sorumlusu olarak gösterilen ve karbondioksit (CO2) cinsinden ölçülen sera gazlarının salınımını arttırarak faaliyetin çevreye verdiği zararı arttırmaktadır.

Grafiklerden de görüldüğü üzere, geleneksel pnömatik sistemlerin karbon salınımı arttıran 2 temel etkisi bulunmaktadır:

      1. Sistemin yıllara yayılan enerji tüketiminin fazla olması.
      2. Sistemi besleyen kompresör sisteminin kümülatif enerji tüketimi ve CO2 atmosfere salınımı.

Kyoto Protokolü kapsamında değerlendirilen 6 ana sera gazının (CO2, CH4, N2O, PFC, HFc, SF6) ele alındığı standartların başında Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC)’nin yayınlamış olduğu metodolojilerin yanında, GHG Protokolü, ISO 14064, CDP, PAS 2050 gelmektedir.

 

Ülkemizde elektrik enerjisinin %33,00 doğalgaz, %30,00 kadarının linyit ve ithal kömürden elde edildiğini, yenilenebilir kaynaklar arasında da ciddi bir payın atık çöp dönüşümüne ait olduğu düşünülürse elektrik arzının sera gazı salınımına etkisi daha net görülecektir. (Rakamlar TEİAŞ, EPDK, TSKB’den alınmıştır.)

 

Kurumların Scope 1-2-3 olarak sınıflandırılan karbon ayak izi hesaplamasında, ısınma ve aydınlatma amacıyla kullanılan enerjinin dahi yenilenebilir kaynaklardan elde edilerek sera gazı salınımı azaltılmaya çalışılırken, enerji tüketimi çok daha düşük olan, CO2 salınımı olmayan ve enerji verimliliği çok daha yüksek olan servolu sistemlerin kullanımı hem karbon ayak izini iyileştirmede, hem de firmaların enerji tüketimini kontrol altına almada önemli bir basamak olacaktır.

 

Yakın zamanda karbon ayak izi standartlarının yasal zorunluluk haline gelmesiyle bu sistemlerin kullanımı kaçınılmaz hale gelecektir.